3 Eylül 2013 Salı

55 Samsun

SAMSUN

Kızılırmak Efsanesi

Kızılırmak’ın bir tarafından öbür tarafına gelin gidecekmiş. Gelin ailedeki yedi kardeşten tek kız imiş. Kızı ailesi ata bindirmiş. Kızılırmak’ın öbür tarafından gelen seymen alayı gelini alıp yola çıkmışlar. Düğün alayı Kızılırmak Köprüsü’nün üzerinden geçerken köprü seymen alayının ağırlığını çekemeyip çökmüş. Gelin ve düğün alayına katılanların çoğu ölmüş. Kurtulanlardan bazıları gelinin ailesine, bazıları ise erkeğin ailesine haber götürmüşler. Bu haberi duyup, gelinin ailesinden gelen kardeşi köprünün başında şunları söylemiş:

Yedi kardeştik de bindirdik ata
Köprünün başında oldu bir hata
Aldırdık gelini Kızılırmak’a
Ne yaptın Kızılırmak ne yaptın allı gelini
Gelini gelini de Türkmen torunu

Köprüden geçerken köprü bükülüp çöktü
Bütün seymen Kızılırmak’a düştü,
Bu hali görenin hep aklı şaştı
Ne yaptın Kızılırmak ne yaptın allı gelini
Gelini gelini de Türkmen torunu

Davulcusu kaya başı dolaşır
Seymeni koyun gibi meleşir
Damat Bey’e kara haber ulaşır
Ne yaptın Kızılırmak ne yaptın allı gelini
Gelini gelini de Türkmen torunu

Haber damat tarafına ulaşınca damat koşarak gelip, köprünün başında şunları söylemiş:
Bileydim de nazlı yare varaydım
Atının başından tutup yedektim
Düşüyorum dedikçe de sıkı sıkı tutaydım
Ne yaptın Kızılırmak ne yaptın allı gelini
Gerdanı beş karış benim yarimi

Damat bir süre sonra kendinden geçip, sersemleşir ve şunları söyler:
Avcıyı getirin de şu kartalı vursun
Dalgıcı getirin de gelini bulsun
Cerrah getirin de Damat Bey’in halinden bilsin
Ne yaptın Kızılırmak ne yaptın allı gelini
Gerdanı beş karış benim yarimi
 Bir süre sonra düğün alayından ölenleri bulmak için birçok kişi Kızılırmak boyunca dizilip ölenleri aramışlar. Bulanları köylüler kendi köylerine götürüp toprağa gömmüşler. Sonunda da bu olay günümüze kadar gelmiştir.

Karacaoğlan Efsanesi


 Yukarı Karacasu Köyünün sınırları içinde, Karacaoğlan tepesinde, moloz taslarla üçgen seklinde yapılmış bir mezar vardır. Halkın “Karacaoğlan ziyareti” diye adlandırdığı ve adaklar adandığı bu ziyaretin efsanesi şöyledir.

Rivayete göre Karacaoğlan bir ağanın kuzu çobanıdır. Vaktin birinde ağa hacca gider. Yolda giderken cani helva çeker ve “su bizim hanimin helvası olsa da yesem” der. Ağa bunları hac yolunda düşüne dursun, Diger tarafta Karacaoğlan ağanın evine gelip ağanın karısına “ağam helva istedi, yapta götüreyim” der. Ağanın karisi içinden “ağa hacda, çobanın cani helva çekti, bana da söylemeye kıyışamadı. Böyle bir yalan söyledi” diye geçirir. Helvayı yapar bir tasın içine koyup çobana verir.
Ağa yolda giderken bir bakar ki kendisine bir tasın içinde helva uzatılıyor. Ağa tası alır, bakar ki bu tas evindeki tastır. Ağa olup bitenlere bir anlam veremez ama helvayı da yer. Helvayı yedikten sonra tası çantasına koyup yoluna devam eder. Ağa hacca gider, görevini yapar ve köyüne geri döner. Evine geldiğinde hanımına yolda kendisine gelen tası sorar. Hanımda Karacaoğlan ile arasında geçen konuşmayı anlatır ve “Tası ona vermiştim, daha getirmedi” der. Bunun üzerine ağa kendisini ziyarete gelenlere dönerek “keramet Karacaoğlan ‘dadır. Gidin onun elini öpün “ diye söyler. Böylece Karacaoğlan yörede “keramet sahibi “ olarak tanınır.
Karacaoğlan bir gün yine kuzuları otlatmak üzere dağlara doğru gider. Ancak ecel, Karacaoğlan bir tepenin üstünde yakalar. Karacaoğlan öldüğü tepede defnedilir. Karacaoğlan tepesi ve ziyareti bundan sonra halk arasında kutsal kabul edilir Olur yöresinde Karacaoğlan ile birlikte “Sari Baba” ve “Horasan Baba“ ziyaretleri de halk arasında adakların adandığı yerlerdir. Hatta bu üç şahsın birbirleriyle kardeş oldukları söylenir. Bunların bulunduğu bölgeye “Üç ziyaretler“ denir ve kutsallığına inanılır.

5 yorum:

  1. Bok gibi bune ho aya gösterdim hoca dediki kızım başka bisey bulamadın mı dedi bana siz yazmayın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ama doğru bunlar hocan bilmiyo boş yapmasın hocan tmm mı oglimmm 😸

      Sil
  2. Çok uzunnnnnnnn yazmam ben bunu👎👎👎👎👎👎👎👎👎👎👎👎👎👎👎👎👎

    YanıtlaSil